Galatasaray’ın Beşiktaş’ı 2-1’le geçtiği gayretin akabinde spor muharrirleri değerlendirmede bulundu. Milliyet Gazetesi’nin usta kalemleri Attila Gökçe ile Bilal Meşe, kuvvetli maçta siyah-beyazlıların gösterdiği performansı yorumladı.
Attila Gökçe, Beşiktaş’ın yıldızlarının performansını eleştirdi. Duayen isim, siyah-beyazlılarda Burak Yılmaz’ın atakları hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
İşte Galatasaray – Beşiktaş derbisinin akabinde spor müelliflerinin köşelerinde kaleme aldıkları…
YANLIŞ YER, ERKEN VAKİT / ATTİLA GÖKÇE
Bu maça “derbi” demek fazlaydı.. Abartmış olabilirdik. Bizim bildiğimiz derbi, oyunun öncesinde, esnasında ve sonrasında tarafların birbirine meydan okuduğu, tempolu, tesirli ve bol dürümlü bir karşılaşma olmalıydı. Hayır, tek taraflı bir şova şahit olduk. Bütün ataklar Galatasaray’dan geldi. Beşiktaş bu ataklara tek önemli (!) yansısını, kaleci Mert’in 30. dakikada, ceza alanı dışında net bir gol durumuyla şuta hazırlanan Icardi’ye kayarak faullü biçimde düşürmesiyle gösterdi. Tartışmaya gerek yok. Elbette kırmızı kart. Beşiktaş 10 kişi kaldı.
İstatistiklerde geride, oyunda reaksiyonsuz Beşiktaş, işçi sayısında da eksik kalıyordu. Halbuki daha çok oyuncuya (!) gereksinimi vardı Kartal’ın.
Galatasaray bilinen savunma ve forvet dizilişini bozmamış, yalnızca merkezde Torreira ile Kaan Ayhan’ı eşlemişti. Dünkü oyunda kadroca kalitelerini, alışılmış kaliteli hamle oyununu tekrarladılar. Yalnızca şunu söyleyelim: Bu dönem oynadığı maçları “Gol Show”a çeviren. Daima sakin bir gülümseme ile işini yaparken eğlenen Icardi, buluştuğu topları istediği üzere kullanamadı. Ya berbat vuruş, ya da isabetsiz şutlarla harcadı. Tekrar de attı golünü natürel.. 26’da Beşiktaş savunmasının boş bıraktığı konumda harçlığını çıkardı (!). Sonra da gelsin penaltı!
Burak Yılmaz’ın heyecanına, birikimine ve sorumluluk anlayışına hürmet gösteriyoruz. Yolu aydınlık bir teknik adam o. Lakin maceralı bir süreçte hesaplamadığı bir yükle karşı karşıya kaldı. Derbi, onun için biraz erken sayılırdı. Hele deplasmanda! Fakat devre ortasında oyuncularını yeterli motive ettiği, ikinci yarıda yaptığı ataklarla dengeyi sağladığı söylenebilir.
Beşiktaşlı futbolculara da bakalım: Kaleci Mert’e kelamım yok. Elinden geleni yaptı. Rosier, Ghezzal, Bahtiyar, sakatlıktan dönen Gedson Fernandes, etkisiz ve verimsizdi. Tayfur ve Rasicha gayretliydiler. Aboubakar yalnız adamdı. İstediği topları alamadı.
Beşiktaş’ın 69’da Oxlade Chamberlain ile bulduğu gol, tahminen de birinci organize atağın eseri oldu. İkinci yarıda toparlanan Rosier’in Galatasaray yarı alanına girip sağdan ortaladığı topu şutlayan İngiliz beraberliği buldu.
Beşiktaş aleyhine iki penaltı tartışması var. Birincisinde Halil Umut Meler’in iptal kararı doğruydu. İkincisinde ceza alanı içinde kolu olağandışı açık durumdaki Amir’in sol eli topa temas etti. Evet, bu karar da gerçek. İcardi, “vasat” bir gününde olmasına karşın ikinciyi de buldu.
KARTAL KONTAK KAPATTI / BİLAL MEŞE
Beşiktaş’ta işler aylardır yolunda gitmiyor… Bir yanda tribünlerin idareye yansısı, başka taraftan Şenol Güneş’in ayrılık kararı… Demem o ki Kartal her tarafıyla baskı altında lige tutunma uğraşı veriyordu. Haftanın derbisi Beşiktaş penceresinden dönüm maçıydı. Öteki bir deyişle Kartal ya lige ‘devam’ diyecekti, ya da kontak kapatacaktı!
Bu oyunda ferdî yanlışlara yer yoktur! Gol yiyebilirsiniz, lakin kişisel yanılgılar zinciri devam ettiği taktirde faturası ağır olur. Gerçekten Icardi’nin attığı golde Colley’in dayanılmaz kişisel yanlışı ön plandaydı. Kurallar ne olursa olsun, lig başkanıyla oynuyorsunuz, gol de yeseniz, alanda kalmak zorundasınız. Lafım kaleci Mert Günok’adır, ceza alanı dışında topa elle müdahale etmeye kalkarsınız, kızarırsınız, bırak gol olsun, fakat alanda kal. Galatasaray üzere güçlü bir takıma eksik kalırsanız, alanda kalanlar gücünü ikiye katlamak zorundadır! Bırakın katlamayı eksik kalan Kartal’da harikulade bir panik öne çıktı, bu da bilhassa kaleciye yapılan geri paslarda kendini gösterdi!
Güneş’in koltuğuna oturan öğrencisi Burak Yılmaz’ın Masuaku’yu yedek oturtmasına şaşırdım, kendine nazaran bir münasebeti vardır mutlaka! Mert’in yerine kaleyi teslim alan Ersin, birinci yarı boyunca rakibin farkı artırmasına vize vermedi. Kartal’ın ürettiği var mı, 1-2 tane, hepsi o kadar, o da direklere çarpanlar!
Burak Yılmaz’ın devredeki Masuaku ve Chamberlain, daha sonra yaptığı Cenk Tosun ve Rebiç atakları Kartal’ı biraz olsun ayağa kaldırdı. Gerçekten 69’da Rosier sağdan indi, Chemberlain’in önüne topu yuvarladı, deneyimli futbolcu gelişine sert vurdu, skoru eşitledi.
Halil Umut Meler kokartının maşallahı var! Amir ile Torreira ortasındaki çabada beyaz noktayı gösterdi, sevsinler seni! VAR’dan döndü, ayıbını kapattı! Pekala Ghezzal’ın Icardi’ye müdahalesine ne demeli?
Chamberlain’in golü Kartal’ı umutlandırdı, lakin Amir’in eli Kartal’ın puan sevincini kursağında bıraktı. Penaltı atışını Icardi kullandı, şık bir vuruşla Aslan’ı öne geçirdi.
Valla Kartal, 10 kişi olmasına rağmen, ikinci yarıda pes etmedi, Aslan’a baş tuttu. Gelin görün ki bu çabasının karşılığını puan ya da puanlarla alamadı, tepe yarışından umudunu kesti, karanlığa kanat çırpıyor!
